Tesisat Dergisi Sayı 181 – Ocak 2011
Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2011-2014 “Orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olması’’
Ülkelerin rekabet edebilmeleri, dünya ihracatından daha fazla pay almaları, yüksek katma değerli ve ileri teknolojiye dayalı ürünlerin üretilmesi ile mümkündür. Böylece isthdam sorunu çözülmüs, nitelikli işgücüne sahip, topluma ve çevreye duyarlı bir sanayi yapısına ulaşılmış olur. Ancak bu hedefe ulaşabilme, güçlü makroekonomik yapının üzerine daha rekabetçi bir özel sektör oluşturmak ve kısa dönemli başarılardan ziyade, uzun süreli sürdürülebilir programlar oluşturmakla mümkündür.
Bu amaç doğrultusunda, “Orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya’nın üretim üssü olması’’ vizyonu kapsamında, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından “Türkiye Sanayi Stratejisi Belgesi 2011-2014 (AB Üyeliğine Doğru) hazırlanmıştır.
Bu vizyona ve genel amaca yönelik olarak;
- Orta ve yüksek teknolojili sektörlerin üretim ve ihracat içindeki ağırlığının arttırılması,
- Düşük teknolojili sektörlerde katma değeri yüksek ürünlere geçilmesi,
- Becerilerini sürekli geliştirebilen şirketlerin ekonomideki ağırlığının arttırılması,
Seklinde üç temel stratejik hedef tespit edilmiştir.
2011-2014 yıllarını kapsayan ve 72 eylemden oluşan “Türkiye Sanayi Stratejisi”; yatay ve sektörel politikalar olmak üzere iki temel üzerine oturmaktadır.
Yatay politika uygulamaları ile, firmaların rekabet gücünü etkileyen, farklı kurumlar arasında koordinasyon gereğini ön plana çıkartan, işgücünün niteliğini yükseltecek, finansmana erişimi kolaylaştıracak, yenilikçilik kapasitesini geliştirecek, girdi maliyetlerini düşürecek, çevreye duyarlılığı arttıracak çözümler bulunacaktır.
Bu kapsamda 8 yatay sanayi politikası anında kamu proaktif bir rol üstlenecek ve özel sektörün verimliliği önündeki engellerin kaldırılmasını hedefleyecektir. Söz konusu yatay sanayi politikası alanları şunlardır:
- Yatırım ve iş ortamı,
- Uluslararası ticaret ve yatırım,
- Beceri ve insan kaynağı,
- Küçük ve orta büyüklükte isletmelerin (KOBİ) finansmana erişimi,
- Firmaların teknolojik gelişimi,
- Altyapı sektörleri ve girdi maliyetleri,
- Çevre,
- Bölgesel kalkınma.
Sektörel politikalar kapsamında ise; AB’deki sektörel strateji yaklaşımları baz alınmıştır.
Şöyle ki;
- Bilgi ve teknoloji başlığında şirketlerin genel olarak yenilik yapabilme kapasiteleri incelenmektedir.
- Rekabet konusu temel olarak sektörün faaliyet gösterdiği yurtiçi pazarın rekabet koşullarını ve firma yapılarını baz alarak incelenmektedir.
- Yasal düzenlemeler başlığı altında idari yükler, teknik standartlar, sağlık ve güvenlik ile AB ile olan Gümrük Birliği’nin sektör üzerindeki yansımaları gibi konular ele alınmaktadır.
- Çevre ve enerji başlığında iklim değişikliği, atıklar ve yoğun enerji kullanımı konularına ilişkin mevcut ve orta vadede etkin olacak düzenlemeler ile alınması gereken tedbirlere yer verilmiştir.
- Dış rekabet edebilirlik ve ticaret başlığında genel olarak sektörün rekabet gücünü olumsuz yönde etkileyen faktörler ve uluslar arası arenada haksız rekabet yaratabilecek anti-damping ve ticaret engelleri konuları incelenmiştir.
- İstihdam ve coğrafi boyut başlığında ise, ele alınan sektörün ülke ekonomisi içindeki önemi istihdam rakamları kullanılarak incelenmiş ve istihdam artışının önündeki engeller vurgulanmıştır. Bunlara ek olarak, sektörde var olan kümelenmelere, coğrafi olarak istihdamın ve şirketlerin hangi alanlarda yoğunlaştığına bakılarak vurgu yapılmıştır.
“Türkiye Sanayi Stratejisi’’ belgesinin,Türk Sanayiinin rekabet gücünü istenilen seviyeye hızla getirmede etkin olması dileğiyle…